-
1 sıkıntı
sıkıntı Langeweile f; Unbehagen n; Bedrückung f; Strapaze f; Bedrängnis f, Geldnot f, Entbehrungen f/pl; Mangel m; (böse) Vorahnung;sıkıntı basmak bedrückt ( oder niedergeschlagen) sein;sıkıntı çekmek Strapazen durchmachen; Not leiden;-e sıkıntı vermek jemanden bedrücken; langweilen; verdrießen;sıkıntıda olmak in Bedrängnis sein, in Not sein;-in sıkıntısı olmak Schwierigkeiten haben; Stuhldrang haben; fam auf die ( oder zur) Toilette müssen;sıkıntıya düşmek in Not geraten;sıkıntıya gelememek fig leicht aufgeben, keine Ausdauer haben
См. также в других словарях:
sıkıntıya gelememek — güç işlere dayanamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zora gelememek — baskıya, sıkıntıya veya sıkı bir çalışmaya dayanamamak, katlanamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıntı — is. 1) İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı. P. Safa 2) Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük